Koronavirüs ve Hollywood’daki gecikmeler arasında Kalan Sinemanın hayatta kalma mücadelesi
2019’un sonunda İngiltere gişesi iyi bir yerdeydi. Ülkenin dört bir yanındaki sinemalar, 1970’ten bu yana ikinci en yüksek bilet sayısını sattılar ve gelirler, üst üste beşinci yılda 1,2 milyar £ ‘u (1,3 milyar €) aştı.
Sonra COVID-19 oldu.
Altı ay sonra, ülkenin en büyük sinema zincirlerinden ikisi – Cineworld ve Odeon – kapılarını geçici olarak kapatacaklarını açıkladılar.
Bağımsız sinemalar, yeni yılda açılıp açılmayacağı merak ediyor.
Londra’nın doğusunda bağımsız bir sinema olan Genesis’in sahibi Tyrone Walker-Hebborn, Euronews’e “Bundan kurtulabiliriz” demeci verdi.
“Şu anda kurtarılabiliriz, ancak üç ay daha ve kurtarılabileceğimizi sanmıyorum. Zorluklar daha çok oluyor. Daha sert koronavirüs kısıtlamaları maliyetleri artırdı ve sinemaların oturma kapasitesini düşürdü.
Bu, sinema izleyicileri ve büyük Hollywood stüdyoları arasında önemli filmlerin yayınlanmasını erteleyen bir güven eksikliğiyle arttı.
‘Güven büyük bir şeydi’
Birleşik Krallık salgın tarafından hızlı ve sert bir şekilde etkilendi ve şu anda Avrupa’nın en çok etkilenen ülkesi. 11 Ekim itibarıyla İngiltere genelinde 42.800’den fazla kişinin COVID-19 nedeniyle hayatını kaybettiği ve 593.000’den fazla kişinin enfekte olduğu biliniyor.
Dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi, hükümet gerekli olmayan tüm dükkanların Mart sonundan itibaren kapanmasını emretti. Kısıtlamalar Mayıs ortasından itibaren kademeli olarak kaldırıldı, ancak sinemalar, barlarla birlikte 4 Temmuz’da kapılarını halka yeniden açmalarına izin verilen sonuncular arasındaydı.
Yeniden açılış bazı uyarılarla geldi. Müşterilerin güvenli ortamlara girmesini sağlamak için katı sağlık protokollerine uyulmalıydı. Bu, sosyal mesafe kurallarına uyulduğundan emin olmayı ve gösteriler arasındaki her ekranı tamamen temizlemeyi içerir.
Independent Cinema Office’in yaptığı bir ankete göre, on bağımsız sinemadan dördü, 4 Temmuz’da sosyal mesafeyi uygulayamayacaklarını tahmin etti. Çoğunluk – yüzde 23 – en erken Eylül’e kadar hazır olmayacaklarını düşünüyordu.
Ayrıca oturma kapasitesinde yüzde 50’lik bir kayıp ve maliyetlerin yüzde 20 artmasını bekliyorlardı.
Genesis, İngiliz başkentinde Temmuz başında yeniden açılan tek bağımsız sinemaydı ve gidişat zordu.
Walker-Hebborn, “Muhtemelen normalde ticaret yaptığımızın yaklaşık yüzde 15’iyle ticaret yapıyorduk” dedi. Ancak yavaş ve emin adımlarla, seyirci bilet satışlarının haftalık yüzde 10’a kadar artmasıyla geri gelmeye başladı.
“Güven büyük bir şeydi, insanlar yaptığımız şeyle güvence altına alındı, bu yüzden oldukça güzel bir şekilde artıyordu ve hızlı bir şekilde normal ticaretimizin yaklaşık yüzde 30 ila 35’ine yükseldi,” diye ekledi.
Bir gişe yazılımı, insanların rezervasyonları etrafında “sanal baloncuklar” oluşturarak oturma kapasitesinin yüksek kalmasını sağlarken, aynı anda insanların ortak alanlara girmesini önlemek ve personele temizlik için fazladan zaman vermek için tarama süreleri karıştırıldı.
Walker-Hebborn, “Bu aslında büyük bir etki yaratıyor, çünkü gösterimlerin sayısında bir azalmaya neden oldu” dedi.
